Loading...

Terapi Erzurum | Pedagog Abdullah Demir | Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?

Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk yıllarında fark edilen karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Otizmli bireylerin başkalarıyla iletişim kurma, etkileşimli oyunlar oynama, arkadaş edinme gibi sosyal becerilerinde akranlarına kıyasla belirgin yetersizlikler görülür. Otizmin bir diğer özelliği tekrarlı davranışlar, takıntılar ve sıra dışı ilgilerdir. Otizmli bireylerde sallanma, parmak ucunda koşuşturma gibi tekrarlı davranışlar görülür. Stres ya da sevinç gibi yoğun duygular yaşadıkları zamanlarda bu davranışlarda artış olur. Ayrıca otizmli bireyler her şeyin alışkın oldukları biçimde ve düzende olması konusunda da takıntılı ve ısrarcı olabilmektedir.

Bu metinde otizm spektrum bozukluğu için kullanım kolaylığı nedeniyle zaman zaman otizm terimi kullanılmıştır.

Otizm spektrum bozukluğu, günümüzde rastlanan en yaygın nöro-gelişimsel farklılıklardan biri olup, her 31 çocuktan 1’ini etkilediği kabul edilmektedir. Otizmin erkek çocuklardaki yaygınlığı kız çocuklarına göre daha fazladır.

Otizm Spektrum Bozukluğu Nasıl Sınıflandırılır?

Otizm her bireyi farklı düzeyde etkilemektedir. Kimi bireyde hafif düzeyde seyrederken, kimileri daha yoğun etkilenmiş olabilir.

Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nda (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders V: DSM-5) otizm (a) birinci düzey, (b) ikinci düzey ve (c) üçüncü düzey olmak üzere derecelendirilmektedir. Otizmin yoğunluk derecesi otizmli bireyin yaşamında gereksinim duyacağı destek düzeyini de belirlemektedir. Dolayısıyla birinci düzey; otizmli bireyin destek gereksinimi olduğunu, ikinci düzey yoğun destek gereksinimi olduğunu ve üçüncü düzey ise çok yoğun destek gereksinimi olduğunu ifade eder.

Birinci Düzey: Destek Gereksinimi

En hafif otizm tanısıdır. Bu tanı grubundaki otizmli çocuklar genellikle sosyal açıdan zorluk yaşarlar ve bu açıdan desteğe gereksinim duyarlar. Başkalarıyla konuşma başlatmakta güçlük çekebilir, uygun olmayan şekillerde cevap verebilir ya da ilgileri kolayca dağılabilir. Sonuç olarak yardım olmadan arkadaş edinmekte zorluk çekebilirler. Aynı zamanda esnek olmayan davranış kalıpları gösterebilirler. Değişen durumlara ve yeni ortamlara uyum sağlamakta zorlanabilirler, planlama yapmak ve organize olmak için desteğe gereksinim duyarlar.

Belirtileri

  • Sosyal ilişkilere ve etkinliklere karşı ilgi azlığı,
  • Sosyal etkileşimleri başlatmada zorluk,
  • Karşılıklı konuşmayı sürdürmekte sorunlar,
  • İletişimde zorluk yaşandığını gösteren açık işaretler,
  • Rutindeki değişimlere uyum sağlayamama,
  • Planlama yapma ve organize olmada güçlükler.

Birinci düzey otizm tanısı alan bireyler destek alarak kaliteli bir yaşam sürdürebilirler. Sunulan destek, çoğunlukla davranışsal uygulamalardan oluşur. Bu uygulamalarda sosyal becerilerin ve iletişim becerilerinin artmasına ve doğal olarak ortaya çıkmasına yardımcı olunur.

İkinci Düzey: Yoğun Destek Gereksinimi

Birinci düzeyde duyulan destekten daha yoğun bir desteğe gereksinim duyulur. Bu tanı grubundaki otizmli çocukların sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerinde belirgin aksaklıklar görülür. Destek alsalar bile anlamlı iletişim kurma ve sürdürmede zorluk yaşayabilir ve uygun olmayan sıra dışı yanıtlar verebilirler. Kısa cümlelerle ve sadece belirli konularda konuşabilirler. Sözel olmayan iletişimde de sorunlar yaşayabilirler. Örneğin konuştukları kişilerin yüzlerine bakmayabilirler. Bu düzeyde otizm tanısı almış bireyler günlük yaşamın işlevlerini yerine getirmeyi zorlaştıracak ölçüde esnek olmayan davranış kalıpları gösterebilirler. Genellikle değişimlere uyum sağlayamaz ve böyle durumlarda yoğun stres yaşarlar.

Belirtileri

  • Çevrede ya da rutinindeki değişimlere uyum sağlayamama,
  • Sözel ve sözel olmayan iletişimde ciddi sorunlar,
  • Sıradan bir gözlemcinin kolayca fark edebileceği davranış sorunları,
  • Sosyal ipuçları, etkileşim ve iletişime uygun olmayan yanıtlar verme,
  • Değişim karşısında sorun yaşama,
  • Çok basit cümlelerle iletişim kurma,
  • Dar ve belirli ilgi alanları.

İkinci düzey otizm tanısı alan bireyler birinci düzeye göre daha fazla desteğe ihtiyaç duyarlar. Destekle bile çevrelerindeki değişime uyum sağlamakta sorun yaşarlar. Farklı alanlardan müdahaleler işe yarayabilir.

Üçüncü Düzey: Çok Yoğun Destek Gereksinimi

Üçüncü düzey en ağır otizm tanısıdır. Bu tanı grubundaki otizmli çocuklar sözel olan ve olmayan iletişimde büyük sorunlar yaşarlar. Genellikle başkalarıyla iletişim kurmaktan kaçınırlar, birine yanıt vermeleri gerekirse çok sınırlı tepki verebilirler. Davranışları esnek değildir ve çok tekrar eder. Değişimlere sert tepki verebilirler ve dikkatlerini başka yere vermelerini veya yaptıkları işi bırakmalarını gerektiren durumlarda yoğun stres yaşayabilirler. Okulda, evde ya da işte başarılı olabilmek için temel becerileri öğretebilecek devamlı bir bakıcıya gereksinim duyabilirler.

Belirtileri

  • Sözel olan ya da olmayan iletişimde hemen kolayca fark edilebilen sorunlar,
  • Sosyal etkileşim kurma konusunda çok sınırlı istek,
  • Davranış değiştirmede sorunlar,
  • Çevresindeki ve rutinindeki beklenmeyen değişimlere karşı aşırı tepkide bulunma,
  • Dikkati farklı bir şeye yönlendirmede büyük zorluk.

Üçüncü düzey otizm tanısı alan bireyler ikinci düzeye göre daha fazla desteğe ihtiyaç duyarlar. Genellikle iletişim ve davranış sorunlarına yönelik sık ve yoğun destek gereksinimleri vardır. Otizmi tedavi edebilecek bir ilaç ya da tıbbi tedavi yoktur ancak depresyon ya da dikkat dağınıklığı gibi durumlar için ilaç tedavilerinden yarar sağlayabilirler. Bu düzeyde otizmi olan bireyler okulda, evde ve işte başarılı olabilmek için gerekli becerileri öğretebilecek bir kişiye ihtiyaç duyabilirler. Destekle bile çevrelerindeki değişime uyum sağlamakta sorun yaşarlar. Farklı müdahaleler işe yarayabilir.

Otizm Spektrum Bozukluğunun Nedenleri Nedir?

Otizmin nedeni günümüzde hala tam olarak bilinmemektedir. Ancak çeşitli risk faktörleri (örn., çevresel faktörler) ve bu faktörlerin etkileşiminin (örn. çevresel faktörler ve genetik alt yapı) otizmin görülmesine yol açabileceği tartışılmaktadır. Otizmin nedenleri beynin yapısında ve işleyişinde farklılıklar gibi nörobiyolojik nedenler, genetik nedenler ve çevresel nedenler olmak üzere üç grupta tartışılmaktadır. Çevresel faktörler, genetik alt yapısı oluşmuş bireylerde otizm riskini artırmaktadır. Hem genetik temellerin hem de çevresel faktörlerin netleştirilmesine yönelik araştırmalar devam etmektedir.

Otizmin çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşulları ile hiçbir ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm spektrum bozukluğunu her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.


Destek hattı
Destek almak istiyorum.
Destek almak istiyorum.
Telefon
Facebook
whatsapp-square-color WhatsApp
İnstagram